Devenin Karga, Çakal ve Kurt Tarafından Kandırılması

Ortasından yol geçen ve insanların sıkça kullandığı bir ormanda aslan ile birlikte arkadaşları karga, çakal ve kurt yaşarmış. Bir gün deve çobanları, aslanın yaşadığı bu ormandan geçerlerken develerden birini arkada unutmuşlar. Deve ormanda şaşkın şaşkın dolaşıp yolunu ararken kendini aslanın huzurunda bulmuş. Aslan "Kimsin, nerelisin?" diye sormuş. Deve kendini tanıtmış. "Ne istiyorsun?" diye sormuş aslan bu kez. Deve "Kralımızın emri ne ise onu istiyorum." deyince bu cevap aslanın çok hoşuna gitmiş.
Deveye "Burada aramızda huzur ve güven içerisinde yaşayabilirsin." diyerek onu himaye etmiş. Hep birlikte mutlu bir şekilde yaşamaya başlamışlar.
     Aslan bir gün ava çıkmış.Yolda bir fille karşılaşmış ve onunla sürtüşüp kavgaya tutuşmuş. Kavgada ağır bir şekilde yaralanan aslan, artık yerinden kalkamaz, dolayısıyla da ava gidemez olmuş. Tabi aslan ava çıkamayınca hem kendisi, hem de onun artıklarından karınlarını doyuran karga, çakal ve kurt aç kalmışlar.
     Aslan bir gün karga, çakal ve kurdu yanına çağırmış, onlara şöyle demiş: "Arkadaşlar ben yaralandığım için uzun zamandır ava çıkamıyorum. Siz de aç kaldınız. Bunun farkındayım ancak durumum belli." Onlar ise hep bir ağızdan "Bizim durum önemli değil sayın kralımız! Biz asıl sizi düşünüyoruz." demişler. Arkadaşlarının bu iyi niyetine sevinen ve onlara teşekkür eden aslan "O zaman hadi bir av yakalayın da hep beraber yiyelim, karnımızı doyuralım." diyerek onları ava göndermiş. Ancak av zahmetinden üşenen karga, çakal ve kurt bir yerde oturup bu işe bir çözüm bulmak, aslana kolay bir av bulmak için konuşmaya başlamışlar. Aslanın himaye ettiği deveyi gözlerine kestirmişler. Çakal, kralın onu himaye ettiğini belirterek bu işin zor olacağını söylemiş. Karga bu sorunu halledebileceğini söylemiş ve "İşi bana bırakın" demiş. Daha sonra uçarak aslanın yanına gelmiş. Aslan merakla bir şey avlayıp avlamadıklarını sormuş. Karga ise başlamış anlatmaya: "Sevgili kralım, bizler aç ve sefil olduğumuz için avlanamadık, buna gücümüz yetmedi. Ancak düşündük ki..." Aslan "Ne karara vardınız bakalım?" diye sormuş. Bunun üzerine karga sinsi bir şekilde cevaplamış aslanın sorusunu. "Sürekli otlanan ve ortalıkta gezinip duran şu devenin bize ne yararı var ki?" der demez aslan öfkeyle bağırmış. "Siz nasıl dostsunuz, arkadaşınız hakkında nasıl böyle düşünüp art niyet besleyebilirsiniz, hem ben onu himaye ettim, bilmiyor musunuz, böyle düşkün bir durumda da olsam asla verdiğim sözden dönmem!" diyerek tepkisini dile getirmiş. Karga durumu kurtarma telaşına girmiş. "Haklısınız, sayın kralım! Ancak bazen ev halkını kurtarmak için bir can, kabile için bir ev, şehir için bir kabile, kral için de bir ülke halkı mecbur kalındığında seve seve feda edilebilir. Üstelik kimse de bunun için size bir şey demez. Ayrıca avlanamayacak kadar yaralısınız. Halkınız için acilen beslenmeniz gerek. Hem siz merak etmeyin. Ben öyle bir çözüm buldum ki siz verdiğiniz sözü çiğnemeden bu iş gerçekleşmiş olacak."
     Uzun zamandır açlıktan bitab düşen aslanın bu duruma itiraz etmemesi üzerine bunun bir onay olduğunu anlayan karga hemen arkadaşlarının yanına gitmiş ve onlara planını anlatmaya başlamış. "Dostlarım! Aslanı ikna ettim. Şimdi deveyi de yanımıza alıp aslanın huzuruna gideceğiz. Sırayla kendimizi aslana feda edeceğiz. Ancak herkes 'Ben aslana senden daha layığım' diyerek bir öncekini savunacak. Sıra deveye geldiğinde ise susacağız." diyerek planını uygulamaya koymuş. 
     Deveyi de yanlarına alarak hep birlikte aslanın huzuruna varmışlar. Önce karga başlamış söze ve dokunaklı bir şekilde konuşmaya başlamış. "Sevgili kralımız! Şimdiye kadar sen bizim için kendini feda ettin, bizi doyurdun. Şimdi sıra bizde! Şu bedenim size feda olsun." demiş. Bunun üzerine diğerleri itiraz etmişler. "Senin şu küçücük bedenin mi kralımızı doyuracak. Sen bir sus bakalım!" Çakal araya girmiş. "Kralımızı ancak ben doyurabilirim!" Karga bağırmış çakala. "Senin şu çirkin, murdar vücudunu kim yiyebilir?" Kurt sıranın kendisinde olduğunu anlayıp başlamış söze. "Sayın kralım! Size en layık olan benim. Canım size feda olsun." demiş. Diğerleri kurda "Çekil şuradan! Doktorların 'Kendisini öldürmek isteyen kurt eti yesin' sözünü duymadın herhalde!" diyerek ona itiraz etmişler. Bu olanları izleyen deve, karganın planından habersiz yarım aklıyla öne atılmış, herhalde beni de savunurlar düşüncesiyle göğsünü şişirip "Hiçbiriniz kralımıza layık değilsiniz. Ama benim etim çok lezzetlidir, kanım temizdir. Kralımıza en layık olan benim!" diyerek kendini aslana sunmuş.Arkasından sözde dostlarına bakmış. Ama dostları sessizliğe bürünmüşler. Bir süre sonra karga, çakal ve kurt hep birlikte aslana "Kralımız! Deve gerçekten doğru söylüyor. Onun eti hepimizin etinden temiz, semiz ve çoktur!" Bunun üzerine aslan ecel terleri dökmekte olan deveyi parçalamış ve midesine indirmiş.

Kelile ve Dimne, Beydeba.

Yorumlar