Hacı Bayram-ı Veli Menkıbesi (Seyahatname'den)

Bir gün Hacı Bayram'a bir düzenbaz kadın: "Babamın ruhu için bize gelip Kur'an-ı Kerim oku." der. Hacı Bayram-ı Veli'nin de gençlik zamanlarıymış. "Ne olacak, davete icabet edeyim." deyip düzenbaz kadının evine gitmiş. Hacı Bayram Kur'an-ı Kerim'den bir aşr-ı şerif okuduktan sonra o Züleyha gibi fitneci kadın yanına gelip "Ah canım! Nedir bu sende olan kaşlar, ah nedir bu sende olan şekilli çene, nedir o kirpikler, nedir o kudret eliyle damgalı ahu

gözler, ah nedir o yakut renkli parlak yüzler ve ahu gözüne benzeyen gözler?" diye Hacı'ya yakınlaşmak ister. Hacı Bayram-ı Veli aciz duruma düşüp söyler: "Hatun, bana biraz müsaade et, def'-i hâcet gidereyim." diye bir ibrik alıp bir köşede gizlendikten sonra söyler: "Allah'ım! Halim sana malumdur. Beni yüce huzurunda yüzü karalardan eyleme. Dünyada beğenilmeyen insanlardan olursam olayım. Beni bu kaştan, kirpikten, şu akıl ve çeneden kurtarıp nefret edilen yüz eyle!" diye rica ettiğinde Allah'ın emriyle o an parlak yüzünde kıldan bir eser kalmayıp abdal kabağı gibi yüzü pas parlak olur. Allah'a yüz bin defa şükrederek kadının yanına gelip selam verir. Kadın, Hacı Bayram Veli'yi bu şekilde görünce aklı karışıp muhteremden nefret eder. "Bre cariyeler! Vurun şu namahrem gidiyi!" diye evden dışarı kovar. Muhterem hazretleri, o tehlikeden bu vesileyle kurtulup ahirete de bu traşlı haliyle göçmüştür. Onun için kızının çocuklarından bazıları köse ve güzel yüzlü kişilerdir.

Menkıbenin Seyahatname'deki orjinal metni: Bir gün Hacı Bayrâm'a bir hatun-ı mekkâre "Babam rûhiçün bize gelüp Kur'an-ı azîm tilavet eyle" der. Bayrâm-ı Velî'nin dahi evâ'il-i hâli imiş. N'ola da'vete icâbet deyüp zenâne-i mekkârenin hânesine varup bir aşr-ı Kur'an tilavet ettikten sonra ol Züleyhâ-yı pür-fitne Hacı Bayrâm'ın yanına gelüp "Âh cânım! Nedir bu sende olan çâr-ebrû ve âh nedir bu sende olan zekan-ı müşekkel, nedir ol kirpik-i müjgân-müjeler, nedir ol yed-i kudretle vesmeli ayn-ı gazâller, âh nedir ol la'l-gûn münevver yüzler ve çeşm-i gazâl gözler" deyü Hacı'ya yakınlık etmek ister. Hacı Bayrâm-ı Velî âciz olup eydür: "Hatun bana sehl ârâm vir, def'-i hâcet idelim" deyü bir ibrik alup bir köşede pinhân olup eydür: "İlâhî ve Mevlâyî, hâlim sana ma'lûmdur. Beni huzûr-ı izzetinde yüzü karalardan eyleme. Dünyada mezmûm halâyık olursam olayım. Beni bu kaşdan ve kirpikden ve şu ireb ü zekandan halâs edüp menfûr-çehre eyle" deyü ricâ itdikde biemrillâhi teâlâ ol ân vech-i münevverinde mûydan bir eser kalmayup abdal kabağı gibi yüzü par par parlayup yüz bin hamd-ı İyzed ederek hatun yanına gelüp selam verir. Hatun bunu bu eşkâlde görüp aklı perîşân olup azîzden nefret eder. "Bre câriyeler! Vurun şu nâ-mahrem gidiyi" deyü hâneden taşra kovup azîz hazretleri ol vartadan bu takrîb ile halâs olup âhirete eyle mutarraş intikâl eylemişdir. Anın'çün kızı evlâdlarından nice çelebiler köse çehre melîhü'l-vech çelebilerdir.

Evliyâ Çelebi - Seyahatnâme

Yorumlar